Gönderen
Adelina Sfishta
tarih:
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
7 Ekim 2023 sabahı, dehşetle uyandık.. HAMAS 4000 askerle İsrail'e baskın gerçekleştiriyordu.. Karadan ve havadan.. İsrail Sınır Tümeni'nin tankları ele geçiriliyor, siviller öldürülüp, kaçırılıyordu..
1200 kişi öldürüldü 250 kişi de kaçırıldı..
İsrail; devlet yönetimi ve ordusu adeta şoka girdi. Tam 20 gün, nasıl karşılık vereceğini kestiremedi. Hava kuvvetlerini 2 gün içinde devreye soksa da, başarı vaadedici bir askeri yöntem değildi.
HAMAS bu 20 günde toparlandı, savunma stratejisi geliştirdi.
İsrail ordusu hala 1973 konvansiyonel cephe savaşında kalmış, kitlesel gücüyle sorunu çözeceğini düşünüyordu. Oysa, paramiliter savaşın cephesi yoktu. Heryer savaş alanıydı.
Şehirleri, binaları, sivil tesisleri ve yerin altındaki tünelleri "savaş alanı seçmiş paramiliterlere karşı" o kadar hazırlıksızdı ki, ancak 20 gün sonra karadan girebildi.. O da, ağır ağır ve araya büyük ateşkes zamanları koyarak.
HAMAS için bu boşluklar, fasılalar harikaydı.
HAMAS'ın komutanlarını öldürdü, hatta lideri Sinwar'ı bile..
HAMAS'ın savaş tünellerini yıktı, ama harabeye dönen bütün şehirler zaten tünel olmuştu.
Özetle; İsrail paramiliter savaşı başaramadı, HAMAS'ın savaşma iradesini yok edemedi. Makro plandaki başarıları, mikro plandaki gerçeği kıramadı.
İsrail ordusunun az zayiat vermesini, HAMAS'ın; roket sistemlerini, roket üretim yerlerini ve askeri lojistik alt yapısını önemli ölçüde tahrip etmesini, İsrail ordusunun başarısı sayılabiliriz.
HAMAS'a gelirsek...
HAMAS'ın askeri başarısını ise; "kesin sonuçlu çatışmalara girmemesi ve kendini korumaya ağırlık vermesi" olarak görebiliriz. HAMAS kesin sonuçlu çatışmalara girmedi ve şehir gerilla teknikleri kullandı.
HAMAS ve İslami Cihat'ın yaklaşık 40.000 askeri vardı. Savaşta 45.000 kişinin öldüğü söylense de bu rakam abartılı olabilir ve ne kadarı asker bilinmiyor. HAMAS ve İslami Cihat, ateşkes günü, "yıkılmadık ayaktayız" görüntüsü verdi. Elbette propaganda olabilir, ama HAMAS hala insani yardımları organize edebiliyorsa, ateşkesi organize edebiliyorsa, ciddi bir varlıktan söz etmek mümkün.
Ama bu; eski HAMAS, eski İslami Cihat var demek değil. Sınırlı roket kapasitesi, sınırlı silah ve cephane lojistiği ve halkın üzerindeki bezginlik ya da silahla çözüm olmayacak psikolojisi, HAMAS ve İslami Cihat'ın yeni dönemdeki zorlukları olacak.
HAMAS, eğer Gazze'de yönetimde yer alamazsa; ki bu çok güçlü bir ihtimal, HAMAS ve İslami Cihat, giderek kendi halkına da yabancılaşabilir. Pek çok anket, halkın HAMAS'ın silahlı mücadelesinden bezdiğini gösteriyor. Yapılacak serbest seçimler Gazze'de iktidarı değiştirecek ve HAMAS'ın silahlı gücü illegaliteye doğru itilecektir.
İsrail'in esas başarısızlığı; karşı saldırısı meşru olmakla birlikte, "halkın rızasına dayanan" bir zemininin olmamasıydı.
HAMAS'a mı saldırdı, Filistin halkına mı saldırdı? Bu keskin hatlarla ortaya çıkmadı. Savaşın neticeleri Filistin halkına çok yansıdı.
Devletler; "rıza zemininde" terörle mücadele etmezse, zafere ulaşamazlar. İsrail'in karşı saldırısı, HAMAS'ın 7 ekim saldırısına karşılık verme olduğu için "meşru" idi, ama üretilmiş bir "rızaya" dayanmıyordu. İsrail, Filistin halkı için "rıza" üretmemişti. Kaba bir saldırı planlamıştı.
Ne demek bu?
Filistin halkının "var olma isteğinin tanındığı" İsrail tarafından deklare edilmedi. Yani bu "meşruiyet" açık seçik ortaya konulmadı. HAMAS'la ve İslami Cihat'la mücadele ediyoruz dense de, savaştan halk da etkileniyordu ve halk gelecek adına bir umuda sahip değildi.
Silahlılarla mücadele, halkla mücadele birbirine karıştı.
Daha savaşın ilk günü, yapılması gereken; "HAMAS ve İslami Cihat'la mücadele biter bitmez, Filistin Devleti'nin kurulacağının" ilanıydı. Filistin halkına, kendi geleceğini kendisinin belirleyeceği zemininin var olduğu, gösterilmeli ve çözümsüzlüğü HAMAS'ın dayattığı anlatılmalıydı.
Filistin halkı; hem zulüm gördü, hem de gelecek adına hiç bir ümit ortaya konulmadığı için, HAMAS ve İslami Cihat'la bağlarını koparamadı.
Netanyahu ve onun aşırı sağcı ortakları, elbette bunu yapmayacaklardı ve yapmadılar da. Kibirli ideolojileri buna engeldi. Filistin halkını sadece "ezdiler" ama onlardaki silahlı mücadele fikri tükenmedi.
Üstelik, "İsrail devleti ve Yahudiler bütün olumsuzlukların sebebidir algısı" son 50 yılın zirvesine ulaştı. Dünya nüfusu içinde yetişkin insanların yaklaşık % 50'si, bütün kötülüklerden İsrail'i sorumlu tutar hale geldi.
Çünki yaptıkları adil değildi. Filistin halkını HAMAS'tan ayırmadan savaştılar.
İsrail'in, ABD desteği ile başardığı makro planda önmeli şeyler de var elbette: Hizbullah'ın askeri kanadının etkisizleştirilmesi ve Lübnan siyasetinin Hizbullah vesayetinden kurtarılması, Suriye'de Esat Rejiminin devrilmesi ve İran'ın bölgedeki 250.000 paramiliterini kullanamaz hale gelmesi, İran'ın askeri gücünün zayıflatılması gibi..
Sonuç olarak;
İsrail:
- İsrail Makro planda oldukça kazançlı
- Filistin devletinin kurulması için adım atmaması nedeniyle Filistin halkını kazanamadı, savaşın kapısını kapayamadı
- HAMAS ve İslami Cihat'ın silahlı mücadele zeminini kıramadı
- Ordusu paramiliter savaşlara hazır değil
- İsrail devleti ve Yahudi imajı küresel kayıplara uğradı
HAMAS:
- Askerlerini mümkün olduğunca koruyabildi
- Filistin Halkıyla bağları kopmadı ve halk üzerinde silahlı otoritesi sürüyor
- Askeri lojistik alt yapılarını önemli ölçüde kaybetti
- İran-Lübnan-Suriye desteğini tamamen yitirdi
- Mikro planda başarılı, makro planda askeri kapasitesini kaybetti.. diyebiliriz..
Anlayacağınız... Her iki taraf için tam bir "Pirus Zaferi"... Kazanmanın kaybetmek de olduğu bu yöntemle sorunun çözülmesi imkansız.. Barışla çözüm arayanlar etkisiz...
Adelina Sfishta
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Yorumlar
Yorum Gönder
medya etigine aykiri yorumlar kabul edilmez