“Kışlanın önünde redif
sesi var, bakın çantasında acep nesi var, bir çift kundurayla bir de fesi var, ah
o Yemen’dir, giden gelmiyor, acep nedendir?”
Türküsü bize kalmış, Yemen başkalarına.Şimdi orada “savaş”
var, hem de en çirkininden.
1200’lü yıllarda, Türk kökenli “Resuliler” ve “Memluklerin”Yemen’i
kontrolünün ardından, 1500’lerde Portekizgelir bölgeye. Portekiz donanmasının;güney
denizlerinde,taAçe’ye kadar at koşturmaya başladığı yıllarda, Yemen limanlarını
da kontrol eder ve Müslümanların Hindistan ve ötesi,deniz ticaretini tehdit
altına alır. Osmanlı işte böyle bir zamanda, bölge denizlerini güvenlik altına
alabilmek için, 1517’de Yemen’i topraklarına katar. Toplam 800 yıl Türklerle
birlikte olmuştur, Yemen. Az zaman değil. Ama hiçbir iz bırakmadan, çekip
gelmişiz.
Osmanlı yönetimi sonrası; Yemen’in kuzeyi bağımsız, güneyi ise
1967 yılına kadar İngiliz işgalinde kalır. Güneş batmayan imparatorluk 1947’de
Hindistan’ı kaybeder, sonra Yemen’i.
Rusya’nın gücünü kaybetmesiyle ise, 1990 yılında, Kuzey ve
Güney Yemen birleşir.
Yemen; Süveyş veKızıldeniz’i kontrol eder. BabülMendep
boğazıyla; Hindistan’a ve uzak Asya’ya giden deniz yollarını ve Körfez’den
gelen petrolü kontrol eder. Stratejik değerdedir.
Yemen; % 99’u Müslüman (%60 Sünni,%40 Zeydi-Şii) olan, 30
milyona yakın bir nüfusa sahip.Zeydilik, İran Şiiliğinden farklı,Sünniliğe en
yakın Şii mezhep olarak bilinir. Hz.Ali ile başlayan 5. imam Zeyd'e kadar süren, Ali çizgisini takip ederler...
İşte bu Yemen, büyük bir savaş yaşıyor. 60.000 insan öldü. 500.000’i
çocuk olmak üzere 12 milyon insan açlık nedeniyle, ölümle ile burun buruna. 23
milyon, insani yardıma muhtaç.
33 yıl iktidar olup, Houtilerin-Husilerin taleplerini
karşılamayan, kral Ali Abdullah Salih’e karşı Houtiler 2004’de ayaklanıyor. 2011
Arap baharı sürecinde Salih devriliyor, 2013’te düzenlenen “Ulusal Diyalog
Konferansında”,dialoğa açık olduğu düşünülen Hadi, hükümeti kuruyor ve Houtilere
hakları verilmesi öngörülüyor. Ancak başarılamıyor. 2014 isyan genişliyor.
Halen; Sana,Houtilerin, Aden ise Hadi hükümetinin merkezi.
Hadi Suudilere sığınmış durumda.
Temel’de iki blok çatışıyor gözüküyor, ancak bu iki blokun
altında, birbirine zıt yapılar da ittifak edebiliyor. Gruplanmalar; dini,
kabilevi, mezhepsel niteliklere dayansa da, menfaat gruplanmaları daha baskın. Bu
nedenle hem anlamak zor, hem yarın ne olacağı belirsiz.
Görünürdeki iki önemli blok; “Zeydiler” ile “Selefiler” olsa
bile, bu tam böyle değil. Zeydilerden bir grup, Selefilerin yanında, Selefilerden
farklı gruplar birbirleriylede savaşabiliyor.
Yemen meselesine müdahil olan bölge ülkelerinin tutumları da,
bu yerel menfaat gruplarına bağlı olarak değişkenlik gösterebiliyor. Suudiler
ile BAE, KİK çerçevesinde stratejik partner iken, İran’a karşı birlikte iken,
çatışan farklı yerel grupları destekleyip,karşı karşıya gelebiliyor.
Kafanızı çok karıştırmadan, haritaya da bakarak, çok genel
resim şöyle:
·
Sarı
bölge, dağlık Yemen, Houtiler-Husiler’inkontrolunda. Başkentleri Sana. Bunların
tamamı Zeydi. Ancak başka Zeydi gruplar da var.Diğer grupların tamamıHoutilerle
savaşıyor.
·
Açık
mavi orta bölge; Maarib ve Al Jawf, kral Hadi’nin grubu, Selefi. Houtilerle
savaşıyor. “İhvanı Müslimin-Islah Partisi”de bu gruba destek veriyor.Suudiler,
heryerde düşmanlık besledikleri İhvanı Müslümin’i bu bölgede Houtilere karşı
kullanıyor. Ayrıca bu bölgede, Suudi Arabistan’ın eğitip-donattığı “Medhali
Selefi” grubun 12.000 kadar askeri var. Hepsi Houtilerle savaşıyor.
·
Açık
mavi güney bölge; BAE’leri 90.000 kişiyi eğitti-donattı ve güney bölgede savaşa
soktu. Buna ilave olarak, Sudanlı 10.000 militanı Eritre’de eğiterek, paralı
asker olarak bölgeye getirdi ve yerel kabilelerden paralı askerleri de devreye
soktu. BAE’leri unsurları “MedhaliSelefi” anlayışına göre yetiştirilmekte. MedhaliSelefileri;
BAE’leri ve Suudi krallıklarının bekçisi Selefi grup. Krallıkların korunmasını
ve ABD’nin desteğinin alınabileceğini savunuyorlar. BAE; BabülMendep boğazını
ve Yemen limanlarını-kıyı şeridini ele geçirmeye çalışıyor.Hadi’ye isyan eden Güney
Geçiş Konseyi(SouthernTransitionalCouncil)-“isyancılar” da BAE ile beraber. BAE
ve “isyancılar”, güney Yemen’de bağımsız bir devlet kurulmasını savunuyorlar.BAE
Houtilerlesavaşıyor. Ayrıca El Kaide ile de zaman zaman savaşıyor.
·
Koyu
mavi bölge; Arap Yarımadası El Kaidesi (Ensaru'ş-Şeria), El Kaide’nin en güçlü
grubu, Houtilerle ve zaman zaman IŞİD ve diğer selefi gruplarla savaşıyor.Esas
hedefleri, Houtiler.Bazen BAE ile de savaşıyorlar. 7000 kadar askeri var.
·
Suudi
Arabistan; Necran’da ve Al Jawf kuzeyinde ve Yemen-Suudi sınırında, Hadi
güçleri ile birlikte, Houtilerle savaşıyor.
·
IŞİD
400 militanla, Houtilerle savaşıyor.Zaman zaman da El Kaide ile çatışıyor.
·
Bu
gruplara ilaveten, Mart 2015’den itibaren, Suudi ve BAE’leri yönetiminde, hava
gücü ağırlıklı, KİK ordusu da Houtilerle savaşıyor. Bu orduya; Arabistan 150
bin asker ve 100 savaş uçağı, BAE 30, Bahreyn 15, Kuveyt 15, Katar 10, Ürdün 6,
Sudan da 3 savaş uçağıyla destek veriyor. ‘Kararlılık Fırtınası‘ hava
saldırıları devam ediyor.
·
Kendisi
de Zeydi olan General Salih, başlangıçta, Houtilerle birlikteydi ve Sana’yı
birlikte elegeçirdiler, ancak menfaatleri onu Suudilerle işbirliği yapmaya
yöneltti ve Salih ve çocukları, onlara bağlı kabileleri ile 2017 yılında BAE’lerinin
yanına geçerek, Houtilerle savaşmaya başladı. BAE’lerinin güney kesimin
bağımsızlığını istemesinin ardında Salih’e bağlı bir politika da olduğu
düşünülmeli.
Suudi Arabistan; Arap liderliği ve krallığın korunması
refleksi ile Yemen Zeydiliğini kontrol etmek ve bölgedeki İran etkisini azaltmak
isterken, BAE ise; Afrika-Hindistan arasında, deniz ulaştırması üzerinde etkili
olabileceği, liman ve geçişlerin kontrol altında tutulmasını daha öncelikli
görüyor, bu birliktelikte. Bu nedenle BAE, güney Yemen’de ayrı bir devlete
oynuyor.
BAE’likleri ayrıca, İran ile oluşacak gerilimin nasıl
gelişeceğini kestirememekte. Yemen’deki askeri güçlerini çekerek; Yemen İhvanı
Müsliminine, El Kaideye, Yemenli yerel kabilelere, Sudan’dan getirebileceği paralı
askerlere, yükü aktarmak istemekte.
BAE, Yemen güneyindeki limanlara, Kızıldeniz girişindeki
BabelMendeb boğazına ve Hudeyde (haritada Hodeidah) limanın kontroluna öncelik
vermekte. Hudeyde limanı, Houtiler için hayati önemde, bütün insani yardımlar
ve diğer mümkün olan yardımlar bu limandan Houtilere ulaşabilmekte. Bu limanın
kaybedilmesi Houtileri zor duruma sokabilir.
Yukarıdakilere ilaveten, son günlerde iki kritik gelişme
meydana geldi, Yemen’de.
Birincisi; Yemen’deki açlık felaketini azaltmakve BM insani
yardımlarının önünü açmak için, taraflar Aralık 2018bir anlaşma imzaladılar veHoutiler
Mayıs 2019’da, Hudeyde (haritada Hodeidah) limanından çekildiler. Ancak
güvensizlik, anlaşmanın uygulamasını imkansızlaştırdı.
İkincisi; BAE’leri ile birlikte hareket eden ve güney
Yemen’in bağımsızlığından yana olan,Güney Geçiş Konseyi (STC)-“ayrılıkçılar”;Suudilerin
desteklediği, kral Hadi’nin Aden’deki hükümet merkezine ve buradaki saray,
askeri kamp ve Aden limanını ele geçirdiler. Bu BAE ile Suudileri ister istemez
karşı karşıya getirdi. Suudiler acil “ateşkes çağrısı” yaptı.STC ise; Hadi’nin
kendilerini yok etmeye çalıştığını iddia etti ve Hadi’yi “devirme çağrısı”
yaptı. Hadi hükümeti; “STC ve BAE'yi, karşı darbe ile suçladı”. BAE prensi “acil”
Suudi Arabistan’ı ziyaret ederek, tansiyonu düşürme çalışmalarını başlattı. İki
taraf “güvenliği tehlikeye atan kim olursa, hem Suudiler, hem BAE, bu tehdide
karşı çıkacaklar” açıklamasını yaptı.
Bu çatışma; Yemen’de yenicepheleşmelerin ve belki de başka
sürprizlerin olabileceğini ortaya koydu. BAE’lerinin STC ile “bağımsız güney
Yemen” stratejisi dengeleri etkileyebilir.
Anlayacağınız, Yemen son derece karmaşık bir yumak. İran ne
ölçüde destek veriyor, açık değil.
Savaşın, maalesef, daha uzun süre devam edeceği anlaşılıyor.
Houtiler, Hudeydeikmal limanlarını dahi kaybetseler, 300.000 kişilik orduları
ve halk desteği ile, uzun süreli savaşı sürdürebilirler. Bu tarihte de böyle
olmuş. Ancak Houtiler’in çok zulüm göreceği kesin. Suudi hava saldırılarının
Houti şehirlerini yerle bir edeceği de kesin. Ancak Houtiler, dağlık bölgede
durumlarını koruyabilirler. Uzun
menzilli füzelere ve silahlı insansız hava araçlarına sahipHoutiler, Suudi
Arabistan içlerine uzanabilecek durumda. Son günlerde bu kapasitelerini artıran
Houtiler, füze ve silahlı dronlarla, birçok Suudi havaalanı, petrol rafinerisi
ve askeri kampı vurarak ciddi hasar verdi.Suud kritik tesislerine, füze ve
silahlı dronlarla saldırmaya devam edebilirler. Ayrıca BAE’lerine de aynı
tehdidi yöneltebilirler.
Houtiler; İsrail ve Amerika karşıtı, İran’a da sempati
duyuyorlar. ABD ve İsrail karşıtı pozisyonları, İslam dünyası halklarından uzun
vadede desteğe dönüşebilir.
İran,Yemen üzerinde oluşmuş ittifakı ve bölgesel dengeyi
bozmaya çalışıyor, bunun için BAE’leri üzerinde politik hesaplar yapıyor.
BAE’leri İran’la olası bir çatışmanın öncelikle kendisini etkileyeceğini hesap
edebilir. BAE’lerinin Yemen’den asker çekme stratejisini “barışa ağırlık vermek
olarak izahı” bu manada bir anlam taşıyabilir.
Suudiler; BAE’nin Yemen’i bölüp, kendine bağlı bağımsız Güney
Yemen kurmak istemekle suçluyor. Suudiler, bu durumdan tedirgin.
Yemen’de işlenen insanlık suçlarının, kimin üzerine kalacağı
meselesi de Suudiler ve BAE’leri açısından, tedirgin edici. ABD ve
İngiltere’nin silah satışlarını yasaklama konusundaki tavırları, bu konunun da
önlerine gelebileceğine önemli işaretler taşıyor.
İran; kendisine dönük, ABD-İsrail destekli, Arap koalisyon
tehdidinin geri bölgesinde, Zeydilerin güçlü varlığına ihtiyaç duymakta. Bu
nedenle Yemen, İran’ın rakipleri için ikinci bir cephe.
BAE, Yemen’in geleceğinden ziyade, limanları ve BabülMendeb
boğazını kontrol eden, bağımsız bir Güney Yemen hedefini, deniz kontrol stratejisinin
devamı olarak görmekte.
Bu şartlarda barış zor değil mi?
Kimsenin zafer kazanamadığı Yemen’de, barışı kazanmak isteyen
de yok?
Türkiye mi? Yemen çoktan unutuldu.
Yemen’i değil, iktidarı korumak daha öncelikli.
Not: Suudiler ve İran'ın normalleşmesi, ABD'nin Yemen'de barış talebi, küresel uzlaşı sağlayacak ve Husiler ile Suudların görüşmeleri ile barışa gidebilecek gözüküyor...
Yorumlar
Yorum Gönder
medya etigine aykiri yorumlar kabul edilmez