Savaşın analizi "barışa odaklanın" diyor...

 

Savaşın analizi, "barışa odaklanın" diyor...
Yahudileri katletmeyi ve İsrail'i yoketmeyi "mefkure edinmiş insana", barışı anlatmak ne ölçüde kolay?
100 yıllık, "savaşla netice alma konsepti", başarı getirmemiş ve Filistin halkının geleceğini yok etmiştir.
1947'de BM'in 141 sayılı kararı, mükemmel bir fırsat sunmuş. Bölgenin % 45-% 55 iki devlete bölünmesi, önerilmiş.
Araplar; "tek Arap Devleti ve bunun içinde de Yahudi bölgesi" tezinde ısrar edip, BM planını reddetmiş. Yahudiler kabul etmiş.
İşte o günden bu güne ne savaş bitiyor, ne de istikrar, kalkınma ve toplum inşası gerçekleşebiliyor.
Son savaşı analiz edelim ve belki ders alan, barışa evet diyenlerin sayısı çoğalır.
7 Ekim 2023
HAMAS; 6000 kişiyle, Gazze'den saldırıya geçer.
Plan haritadaki gibidir. HAMAS Gazze'den Negev'e doğru, Hizbullah Lübnan'dan Celile'ye doğru saldırırken, Batı Şeria'daki HAMAS unsurları da, HAMAS'a ve Hizbullah'a destek olacak şekilde 2 istikameten saldırıya geçecektir.
Image
Bu nasıl plandır Allah'ım.. Hangi akıldane bunlara bu aklı vermiştir. Kuvvet ile hedef korelasyonu hiç mi bilinmez. Güç-mekan ilişkisi?
Paramiliter savaşta, "baskına" en iyi örneklerden biri gerçekleşmiştir. Doğru. Ama baskınla sınırlı hedef mümkündür ve öyle olmuştur.
İsrail'in Gazze hududundaki Tümeni gafil avlanır, İsrail istihbaratı en rezil anları yaşar ve HAMAS 1200 kişiyi öldürür, 251 kişiyi de kaçırır. Pek çocu sivil. Ama, ne Hizbullah ne de Batı Şeria'daki HAMAS unsurları, plana uymazlar ve İsrail'e saldırmazlar. Hizbullah, ancak 8 Ekim'de gönülsüzce dahil olur.
HAMAS, haritada görülen kırmızı hatlara kadar ilerler. Ve gücün yetersizliği nedeniyle, çekilir.
"İsrail, Gazze'ye giremez, şehir savaşlarına girişemez", diye değerlendirir.
Image
İsrail ordusu ve Devleti gerçekten tam bir şok yaşamaktadır. 2 gün ne yapacaklarını kestiremezler. Hava kuvvetlerinin ilk ataklarında kendi unsurlarını dahi vururlar.
İsrail açısından işler 48 saat sonra nispeten düzene girer ve hava saldırılarını başlatırlar. Kara harekatına ise ancak 20 gün sonra ve çok çekingen bir uslüpla girişirler.
27 Ekim 2023'te Gazze'ye kara harekatı başlar. Bunun ayrıntısına girmeyeceğim ama, söyleyebileceğim şu: İsrail ordusu, hiçbir zaman şehirlere tam girmez, giremez. Ateşkes adıyla, saldırılarına 10-15 gün gibi, HAMAS'a toparlanma fırsatı veren boşluklar koyar. Başarısızdır.
HAMAS, İsrail ordusunun karaharekatından önce; şehre çekilmiş, tünellere girmiş ve İsrail'e roketlerle saldırıları başlatmıştır. Tam bir şehir gerillası. Kendi halkı ve kendi şehri.
İsrail ordusu bu savaşa hiç hazır değildir. Klasik konvansiyonel savaş ve hava gücüyle netice almaya çalışırlar. Sadece yıkım. İrade kırılamaz.
İsrail; 27 Ekim'de HAMAS'a, 29 Ekim'de ise Hizbullah'a karşı kara harekatı başlatır.
Kara harekatına paralel, özellikle; Hizbullah ve HAMAS lider kadrolarının, istihbarat operasyonlarıyla öldürülmesine, Hizbullah'ın, Suriye ve Lübnan'daki silah ve cephane depolarının yok edilmesine, öncelik verir. İsrail ordusunun ve İstihbaratının en başarılı olduğu safhalardır bunlar. Hizbullah'a çağrı cihazı satan şirket bile İsrail istihbaratınca ele geçirilmiş ve Hizbullah'a uzaktan patlatılabilir çağrı cihazları, telsizler satılabilmiştir.
Image
İran'ın; HAMAS ve Hizbullah'a "yardıma koşacağı" çok beklenmiş, ancak İran savaşa doğrudan girmeyi hep geciştirmiştir.
İsrail'in; HAMAS Lideri Haniye'ye ve Hizbullah Lideri Nasrallah'a yaptığı operasyonlar, İran'ın artık saklanamayacağı psikolojik ortamı oluşturmuştur. İran'a güven bitmiştir.
Ve 13 Nisan 2024'te İran ilk "acıtmayan füze-dron saldırısını" gerçekleştirmiş ve "kümes tavuklarını vurduğu için" alay konusu olmuştur.
Image
İsrail 18 Nisan'da buna karşılık vermiş.. Ardından taa 1 Ekim'de İran'ın cevabi saldırısı gerçekleşebilmiştir. İsrail ise 26 Ekim'de 100 uçakla, İran'ın 100 hedefine burnu kanamadan saldırmış ve İran'ın balistik füze üretimine ve hava savunmasına öldürücü darbe indirmiştir.
İran'ın kredisi sıfırlanmış, sadece kışkırtabildiği, masumları timsah havuzuna iten karakter yapısında olduğu, ordusunun sıfır olduğu netleşmiş.
Şehir savaşlarında HAMAS lideri Sinwar 17 Ekim 2024'te, İsrail ordusunca, kara çatışmasında öldürülmüştür.
Hizbullah da, 27 Kasım 2024'te İsrail'le ateşkes yapmayı, ordusunu Litani N'ne kadar bölgeden çekerek, Lübnan ordusuna bölgeyi teslim etmeyi kabul edince, HAMAS tekbaşına kalmıştır.
Image
Ve "ateşkes ve rehine anlaşması" ile HAMAS ve İsrail "Titrek ve kırılgan" bir döneme girmiştir. Her iki tarafın aşırıları hala barışa uzaktır. İran, Filistinlileri hala savaşa zorlamaktadır. Netanyahu hükümetindeki 2 nasyonalist parti, savaşa devam için koalisyonu yıkma noktasındadır. Aşırıların tatminsizlikleri, yeni riskleri çağırmaktadır.
Ve pek çok insan hayatına da malolmuştur, bu yaşadıklarımız.
İsrail: 1490 ölü, 24.000 yaralı, 150.000 yerinden edilen. HAMAS ise: 45.000 ölü, 125.000 yaralı, 1 milyondan fazla yerinden edilen.
Bu şavaşın pek çok yan etkisi de ortaya çıkmıştır.
  1. Hizbullah'ın tükenmesi ve Esat rejimini destekleyemez hale gelmesi, ABD'nin bölgeye yığdığı güçlerle, Irak'taki Haşdi Şabiyi ve de İran'ı bölgeden uzak tutmuş, Suriye'ye destek vb. şansı kalmamıştır. Bu uygun ortamda HTŞ'ye yürü denilince HYŞ de Esat rejimin 10 günde yıkmıştır. Suriye'nin yeni rejimi S.Arabistan-Körfez çizgisinde ve İsrail'le de barışacak kıvamdadır. Fetihçi Siyasal İslamcılıktan, Wahabi mülayimliğe terfi etmiştir.
  2. Lübnan'da etkisizleşen Hizbullah, hem Lübnan siyasetinde hem askeri gücünde gerilemiş, Lübnan yönetimi ABD-S.Arabiztan yanlılarının kontroluna geçmiştir.
  3. Suriye Kürtleri, özerklik imkanına çok yaklaşmış, Kürtlerle-İsrail arasında ilk kez bu denli aşikar ve güçlü bağlar oluşmuştur.
Bütün bu yaşananlar, aklı başında insanlara bu yolun çıkmaz olduğunu bir kez daha haykırıyor. Tam 100 yıl savaş yöntemi denendi ve çözüm olmadı. Aksine savaş isteyenler % 45 topraktan % 26 toprağa geriledi. İçine düştükleri şu durum, Filistin Milletinin yokoluşuna bir adım mesafede.
Toprak kazanmak için savaşılırken, Filistin halkının geleceğini yok ettiler. Oysa, kötü de olsa bir barışla bir devlet kurulsaydı ve bütün enerji Filistin halkının kalkındırılmasına harcansaydı, işler bambaşka olurdu.
Yahudiler de Filistinliler de huzur ve barış içinde bölgede birlikte yaşarlardı.
HAMAS'ı en çok desteklediğini söyleyen ve onlara mücahitler diyen Erdoğan hükümeti, bu hesapsız hamasetle; çökmüş bir HAMAS, Suriye'de özerk bir Kürt bölgesi, S.Arabistan'a ve ABD'ye bağlı bir Suriye, Batı'nın kontroluna geçmiş bir Lübnan'la.. mutlu olduğunu sanmam. Ama olsun Suriye fetedilmiş, Filistin dirrenişi şahlanmıştır... İnsaf..
Ders alacaksak, hem tarih hem de son savaş barışla çözüm diyor. Filistin toplumunun savaşa değil, barışa ihtiyacı var. Kışkırtıcılar öte dursun..
Adelina Sfishta

Yorumlar